ads

17 Ekim 2011 Pazartesi

Yüzme nedir - Yüzme Sporunun Tarihi nedir - Yüzme Yarışı Stiller


Bir yüzme müsabakası Yüzme sporu uluslararası standartlarda boyutu olan (50 metre, 8 kulvar) havuzlarda bedenin kulaç ve ayak hareketlerinden başka bir yardım almadan, her yarışmacının kendi kulvarında, serbest sırtüstü, kelebek ve kurbağa stillerinin her birinde veya dördü birden karışık olarak, 50 100, 200 400 800 1500 metrelerde bireysel veya ekip olarak yaptıkları yarışmaya denir.

Tarihçe Eski Yunan ve Roma uygarlıklarında yüzme askeri eğitimle birlikte temel eğitimin önemli bir parçası olarak görülmekteydi. Eski Yunan zaman zaman yüzme yarışmaları düzenlemişler; Romalılar , hamamlardan ayrı olarak yüzme havuzları yaptırmışlar. Japonya'da ise okullarda yüzme eğitimini zorunlu kılan imparatorluk fermanı yayınlamıştır.

İlk açık hava havuzunun 1828'de Liverpool'da yapılmasından bir süre sonra ilk uluslararası yüzme yarışları 1837'de Londra'da, ve ardından 1846'da Avustralya'da düzenlenmiştir. 1875'te İngiliz Mathew Webbe, Manş Denizi'ni kurbağalama tekniğiyle yüzerek geçti.

Bu gelişmeler paralelinde, 1882'den sonra çeşitli Avrupa ülkelerinde de yüzme federasyonları kurulmaya başlandı. 1896'da kurulan Londra Metropolitan Yüzme Kulübü, daha sonra Amatör Yüzme Birliği'ne dönüştü. ABD'de yüzmenin örgütlü bir spora dönüşmesi, 1888'de Amatör Spor Birliği'nin (AAU) kurulması sayesinde gerçekleşti.

1896'da modern olimpiyat oyunlarının tekrar başlatılması ile, düzenlenen ilk olimpiyatlarda yüzme yarışlarına da yer verildi. Önceleri sadece erkeklerin katıldığı yarışmalara, 1912'de ilk kez bayan yüzücüler de alındı.1900 yılında sırt üstü stili ve daha sonra 1908 yılında ise kurbağalamayı olimpiyatlara eklemişlerdir. Kelebek ise olimpiyatlara en son eklenen yüzme stilidir. Bütün dünyada örgütlü bir spor olarak yaygınlık kazanması ve olimpiyat programına alınması ile birlikte, bu spor dalı için uluslar arası bir federasyon kurulması gerekliliği ortaya çıktı.

Böylece 1909'da Londra'da Uluslar arası Amatör Yüzme Federasyonu FINA (Federation İnternationale de Natation Amateur) kuruldu. FINA'nın kurulmasından önce olimpiyatlarda yer alan yüzme yarışları sportif olmaktan çok uzaktı 200 m engelli yüzme yarışları, bir direğe tırmanmayı ve bir dizi kayığın üstünden geçtikten sonra, bu kayıkların altlarından yüzerek geçmeyi içeriyordu. Diğer yarışlar ise, su altında en uzun mesafe yüzme, 4000 m yüzme gibi yarışlardı

FINA'nın kurulmasıyla birlikte bu türden yarışlar kaldırılarak yarışlarda FINA yönetmeliği esas alındı Bu yönetmelikte yarış mesafelerinin metre cinsinden ölçülmesine karar verilerek yarışma stilleri de serbest sırtüstü, kurbağalama ve kelebek olarak belirlendi. Senkronize yüzme, diğer adıyla su balesi 1800'lü yılların sonlarında ortaya çıkmış olmasına rağmen, uzun yıllar sirk ve panayırlarda, gösteriler şeklinde sürdürüldü. 1952'de FINA tarafından tanınarak, aynı yıl Helsinki Olimpiyatları'nda "gösteri sporu" olarak yer aldı. 1973'te İlk kez Senkronize Yüzme Dünya Şampiyonası yapıldı ve 1984'te de olimpiyat programına dahil edildi

Yüzme Yarışı Stilleri

Yüzme yarışları serbest (kravl) kelebek kurbağalama ve sırtüstü olmak üzere dört ayrı kategoride yapılır. Ancak 'kelebek' gibi her insanın kolay kolay yüzemeyeceği bir sitilin niçin yarışmalara alındığı pek bilinmez Aslında bütün stillerin orijini kurbağalamadın Uluslararası yüzme federasyonu kurulmadan önce başka ilginç kategoriler de vardı Örneğin 1900 yılında Fransa'da Sen nehrinde yapılan 200 metre engelli yarışında yüzücüler sudaki direklere çıkıyor sandalların altlarından geçiyorlardı

Bilinen en eski yüzüş şekli kurbağalamadım Az enerji harcanması nedeni ile bu stil suda hayat kurtarmada ve keyif için yüzmede de kullanılır İki kolun ileri uzatılıp suyun ellerle iki yandan geri çekilmesi bu arada bacakların da senkronize hareket etmesi kurbağaların yüzüşüne benzediğinden bu adı almıştır

İlk zamanlarda kulaç tamamlandığında, nefes de kol hareketi başlamadan önce alındığı için, bu arada hız da çok azaldığından dura dura yüzülüyormuş gibi görünürdü. Gittikçe gelişen bu stilde şimdilerde nefes kolun geri çekiliş hareketinin tamamlanmasından az önce alınmakta, yüzücüler de duraksamadan yüzmektedirler.

Kelebek stilin kurbağalamadan asıl farkı kol hareketleridir Kollar ileri hareketlerini suyun üstünden yaparlar. 1933 yılında ABD'de yapılan bir yarışta Henry Myers adlı bir yarışmacı kurbağalama stili ile yüzüşün kurallara uygun olduğu konusunda ısrar etmiş ve sonuçta yarışa kabul edilmiştir.

Sonradan kelebek stili ayrı bir dal olarak yarışmalara alınmıştır. Başlangıçta yüzücüler ayaklarını kurbağalamada olduğu gibi yana hareket ettirirlerken sonra yunusun kuyruğu gibi çırpmağa başlamışlardır. Aslına bakarsanız yunuslama olması gereken bu stilin adı herhalde kelebeklerin uçuşuna benzetildiğinden olacak kelebek (İngilizce'de butterfly) olarak kabul görmüştür.

Sırtüstü yüzüş şekli ise 20. yüzyılın başında gelişmeye başladı. Bunda da başlangıçta kol ve ayak hareketleri kurbağalamaya benziyordu. ABD'li Harry Hebner kravl sitile benzer kol ve ayak hareketlerini geliştirdi ve bu şekilde yüzdüğü ilk yarışta kurallara uymadığı gerekçesiyle diskalifiye edildi Yapılan itirazlar sonunda kurallarda sırtüstü bulunma dışında bir kısıtlama olmadığı ve bu stilin sırtüstü yüzme hızını daha da geliştirdiği anlaşılarak resmi olarak kabul edildi ve Harry'nin madalyası verildi.

Serbest stil de denilen kravl yüzüşün, yüksek dalgalarla mücadele edebilmek için Güney Pasifik yerlileri tarafından geliştirildiği sanılıyor. Bütün yüzüş şekilleri arasında en hızlısı olan bu stil 1902 yılında Avustralyalılar tarafından Avrupa'ya taşındı Stil Amerika'ya ulaşınca ayaklar her kulaçta önce 4 kez, sonra 1917 yılında iki kadın tarafından daha da geliştirilerek 6 kez çırpılmaya başlandı ve sürat arttıkça arttı

İnternetteki Kaynaklardan Yararlanılarak Derlenmiştir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ads2