ads

17 Ekim 2011 Pazartesi

Tarihi Gemiler - Osmanlı Donanması Tarihi gemileri


smanlı donanmasında kullanılmış olan gemiler ilk devirlerde kürekli iken daha sonraki tarihlerde yani on altıncı asırdan itibaren aralarına az miktarda da olsa nakliyat için yelkenli gemiler karışmış ve on yedinci yüzyıl sonlarında yelkenliler esas olmuştur.

Osmanlı donanmasının kürekli kısmı en başta kadırga olarak belli başlı kalite, firkate, kırlangıç vesaire gibi türleri vardı; bunlar tek anbarlı idi. Bu gemilerden en büyüğü olan kadırga yelken devrine kadar Osmanlı donanmasının esasını teşkil etmişti.

Kadırgalar gayet uzun ve ensiz olup boyları kırk beş ile elli metre arasında idi. Yirmi beş oturağı olup sağ ve sol küreklerinden her birini dörder beşer kürekçi çekerdi. Osmanlı kadırgaları bilhassa on yedinci yüzyılda pek hafif ve süratli olup mahir kürekçilerle pek serî manevra yaparlardı; kadırgaların yüz doksan altı kürekçisi ile yüz cenkçisi ve üç topu vardı.

Yine kadırga envaından olup fakat ondan daha büyük olan Baştarde nin oturağı yirmi altı ile otuzdu; kürekçisi beş ilâ yedi kat yani beş ile yedi arasında idi. Kaptan Paşa baştardesinin boyu ise yetmiş veya yetmiş iki zira yani elli iki ile elli beş metre arasında idi. Bunun her küreğini yedi kürekçi çekerdi; kürekçi adedi beş yüzdü; baştardede kürekçiden başka iki yüz on altı cenkçi, topçu vardı. Bütün mürettebat mevcudu sekiz yüz kadardı; Kaptan paşa baştardesinden başka bir de baştarde-i hümayun denilen pâdişâh baştardesi vardı. Padişah, baştarde ile denizde gezmeye çıkacak olursa baştardenin dümenini tersane kethüdası tutardı.

Kürekli gemilerden olan kalite kadırgadan küçük olup on dokuz ile yirmi dört arasında oturağı vardı; boyu otuz üç zira yani vasati olarak yirmi beş metre kadardı. Takip ve karakol hizmetinde kullanılırdı ve baş tarafında topu vardı. Bundan daha küçük olarak on ilâ on yedi oturaklı hafif donanma çekdirisi vardı; her küreğini ikişer, üçer kişi çekerdi. Hafif donanmadan olup büyük nehirlerde de kullanılırdı.

Osmanlı donanmasının hafif kısmından bir de kırlangıç denilen ve firkateden küçük olan bir gemi vardı ;bunlar muharebede karakol hizmetlerinde ve sığ yerlere ihraç hareketinde, muhabere işlerinde kullanılırdı; bütün mürettebatı mevcudu yüz kadardı.

Osmanlı donanmasında mavna denilen kadırgadan yüksek ve daha geniş iki katlı bir gemi daha vardı. Yirmi altı oturaklı olup boyu kadırgadan daha kısa idi. Her küreğini yedi kürekçi çekerdi; bütün mevcudu altı yüz olup top adedi büyük küçük yirmi dört kadardı.

Bütün bu kürekli gemilerin hepsine birden çekdiri ismi verilip bu saydıklarımızdan daha küçük olarak çok sayıda çeşitleri vardı.

Osmanlı donanmasında yelkenli yürüyen büyük küçük anbarlı gemilerin çeşitleri ve faaliyetleri asıl on sekizinci asırda başlamakta ise de on altıncı asır başlarından itibaren tedrici surette artmış olan kalyondan da kısaca bahsetmek îcabetmektedir.

Kalyon, üç direkli büyük, iki ve üç anbarlı harp gemilerindendi. İki anbarlıların altmış ilâ seksen ve üç anbarlıların seksen ile yüz on arasında topu vardı. Vasati olarak kalyonun boyu otuz üç, otuz dört metre kadardı; Osmanlılar ilk defa göğe adıyla ikinci Bayezid zamanında kalyon yapmışlarsa da bunu saff-ı harpte yani muharebe gemisi olarak kullanmamışlardır; bunun boyu takriben yirmi üç metre kadardı. Kanunî Sultan Süleyman zamanında Venediklilerin karaka denilen gemileri nevinden kalyon yaptırıldı, bin beş yüz ilâ iki bin tonilato hacminde olan bu kalyonun rüzgârsız havada gitmemesi nedeniyle kadırgaya ehemmiyet verildi, fakat on yedinci yüzyıl sonlarına doğru kalyon esas oldu.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ads2