ads

25 Şubat 2009 Çarşamba

Sayfa 163-166 - Edebiyat Etkinlikleri Lise -1


SAYFA:166 Cevaplar 1-harname deki olay ve olay örgüsü şunlardır;
*eşeği tanıtılması
*eşeğin sahibinin onu serebest bırakması
*eşeğin otlağa gitmesiorada otlayan öküzleri görmesi
*eşeği pir eşeğe gitmesi
*eşeğin buğday tarlasına gitmesi
*tarla sahibinin eşeği görmesi
*eşeğin pir eşekle karşılaşması
2-harnamede belirli bir zaman ve mekan ifadesi yoktur.Mesevide ''birgün'' şeklinde bir zaman ve ''otlak buğday tarlası'' şeklinde de mekan ifadeleri vardır.bu durumda mesnevideki zamanın ve mekanın belirsiz olduğunu göstermektedir
3-harnamedeki kahraman eşekeşek sahibipir eşek ve tarla sahibidir.bu kahraman ve bunların etrafında şekillenen olay örgüsü doğal gerçeklikle ilişkilidir.şair yaşadığı olaylarla ilişkilendirilirsekendisi yerine eşeği hükümdaryerine eşeğin sahibinipir eşeği mürşiditarla sahibini ise köylüler veya eşkiyalar için sembol olarak kullanmıştır.
4-harnamedeki temel çatışma ''adalet-adaletsizlik''çatışmasıdır.metnin teması ise''elindeki ile yetinmek''tir.
5-metindeki tema ve tema etrafında şekillenen olaylarsosyal hayattaki bireylerin ellerindekilerle yerinmeonlara rıza göstermedaha fazlasını elde etmekiçin birtakım yollara sapma ilkeleriyle örtüşmektedir.
6-mesnevi nazım şeklinin özellikleri şunlardır:
*nazım birimi beyittir
*aruz ölçüsü kullanılır.aruzu kısa kalıpları kullaılır.
*her beyit kendi arasında kafiyelidir
*sembolik tarzda yazılır
*olay örgüsükişilerzaman ve mekan unsurlaı bulunur.
7-harnamenin yazılış amacı yaşanan bazı olayları edebi bir biçimde ifade etmektedir.bu nedenle eserdeşiir dilinin ifade biçimleri kullanılmıştır.mesnevinin şiirle benzer yönleriritimahenk ve yapı unsurlarıdır.mesnevinin şiirden farklı yönleri ise olay örgüsü ve bu olay örgüsüne bağlı kişilerzaman ve mekan unsurlarının bulunmasıdır.
8-harnemede kahraman olarak eşek ve öküzün seçilmesi birbiriyle kıyaslanabilecek farklarının olmasındandır.bu farklılık etkenlerle yetinme teması ve onun etrafında gelişen olay örgüsüyleelindekilere rıza göstermeyen eşek ve eşekten üstün olan öküzün eksiklik ve fazlalıkları üzerine kurulmuştur.
9-verilen beyitlerin ilki kahramanların halini ve ruh durumunu bilen''ilahi bakış açısına sahip bir anlatıcıya;ikinci beyit ise kahraman ağzından yazıldığı için ''kahraman anlatıcının bakış açısı''na sahiptir.
10-anlatıcı olay örgüsünü oluşturmada ve kahramanların ruh hallerini yansıtmada etkilidir.
12-beyitlerdeki ''ılduz'' sözcüğü günümüzde yıldız şeklini almıştır.yıldız sözcüğü baht talih anlamındadır. şairde beyitte bizim acaba bahtımız talihimiz yokmudur anlamında kullanmıştır.
13-harnamede şeyhi'nin yaşadığı bir olay sembolik olarak anltılmıştır.şair döneminin mesnevi nazım şeklini kullanan şirlerin en ustasındandır.mutasavvuf olmasına karşın tasavvufi unsur kullnmamıştır.rahat ve lirik bir söyleyişi vardır.şiirlerinin nükte dolu olduğunu ''şeyhi uzatma nalevüahün nüktedandır bilür şahan-şahün''beyitiyle ifade edilmiştir.
14-şeyhi'nin sembolik anlatımı tercih etmesi hem durumnu hem de sosyal eşitlik konusunu daha rahat ve etkiliaynı zamanda edebi ve dikkat çekici bir tarzda ifade etmek istemesindendir...

sayfa 163 deki ölçme ve degerlendirme sorularının cevapları: 1 d.2y. 2.soru:karagözorta oyunumeddahköy seyirlik oyunu.3.soru: e4.soru:ilkiyle=trajediikincisiyle=dramüçüncüsüy le=komedi


166

tabloyu sölüorum...
karagöz tipcahil.....hacivat tipbilgili
ikiside dinamiktir...
olumsuz...
sosyal ve toplumsal yapımızdan farkları var...
birbirleri üzerinde etkileri var
karagöz farkında değil...hacivat farkında
evet olabilir....

5.soru...
temel çatışma...cahil okumuş çatışmasıdırtema...yanlış anlama
6.soru...
sade dil ve halk söylemleri vardır...
7.soru...
ifadelerde yanlış anlaşılma var...metnin temasıda yanlış anlaşılmadır...
8.soru..
doğaçlama ve karşılıklı konuşmalardan meydana gelmiştir...bu nedenle yazarı yoktur...geleneksel türk tiyatroları anonimdir...sözlü edebiyat ürünleridir...
9.soru...
bellli sözlerle başlargölge oyunudur...halk söylemleri vardır...yanlış anlaşılmayla birlikte izleyenleri güldürme amaçlıdır...

SAYFA 152-153-154-155-156-157-158 - 9. Sınıf Edebiyat

HAZIRLIK
2-bütünüyle yazıya aktaramayız çünkü bazı olayları seyircinin bizzat kendisi görmesi gerekmekterdir bunun için bütünüyle aktaramayız.örneğin bir filmi izleyip eğer birde kitabı varsa onuda okuduğumuzda aralarında bazı sahnelerin olmadığını bazı yerlerin farklı olduğunu görebiliriz.


Sayfa 156 157 158

ELEKTRA

-Trajedidir.

Trajedinin Özellikleri

-Konularını tarihten ya da mitolojiden alır.Eskİ Yunan ve Latin tarihi
-Kişiler soylu kimseler olur.(kralkraliçevs..)
-Baştan sona ciddi bir hava içinde geçer
-Trajediler mazmundur.
-Trajediler aynı mekanda geçer yaşanalar 24 saat içinde anlatılır.
-Üç birlik kuralı uygulanır.(olayyerzaman akla gelir.)
-Vurmakırma öldürme gibi olaylara seyircinin gözü önünde yer verilmez.Bunlar dışarıda gerçekleştirilir sahne haberi ulaşır.
-Diyalog vekorudan oluşur.
-Koro kadınlar ve ihtiyarlardan oluşur.
-Erdem ve ahlak önemlidir.
-Beş bölümden oluşur.Perde yoktur.Kesintisiz oynanır.Perdenin yerini koro tutar.


CİMRİ

-Komedidir.

Komedinin Özellikleri

-Konularını çağdaş toplumdan ve günlük hayattan alır.
-Argo kelimeler kullanılabilir.
-Vurmayaralanma gibi olaylara sahnede yer verilir.
-Diyalog ve koro bölümlerinden oluşur.
-Mazmundur.
-Kesintisiz oynanır.
-Üç birlik kuralı uygulanır.
-Beş bölümden oluşur.


Trajedi ve komedinin ortak yönleri

-Mazmundur.
-Kesintisiz oynanır.
-Üç birlik kuralı uygulanır.
-Beş bölümden oluşur.

Trajedi ve komedinin farklı yönleri

-Komedide vurma kırma gibi olaylar sahne içinde canlandırılır.
-Trajedide canlandırılmaz.

HAMLET

-Dramdır.

Dramın Özellikleri

-Konularını günlük hayattan alır.
-Oyunda acıklı ve gülünç olaylar bir arada verilir.
-Nazım ya da nesir biçimde yazılır.
-Kahramanlar her tabakadan seçilebilir.
-Üç birlik kuralına uyma zorumluluğu yoktur.
-Perde sınırlaması yoktur yazarın isteğine bağlıdır.


*BAZI TİYOTRO TERİMLERİ
****SAHNE:Oyunun oynandığı yere verilen isim
****AKTÖR:Erkek oyuncu
****AKTRİST:Bayan oyuncu
****DUBLÖR:Tehlikeli sahnelerde gerçek oyuncunun yerine bir başkasının rolü oynaması
****DEKOR:Sahnenin konuya uygun düzenlenmesi
****KOSTÜM:Oyuncuların rollerine uygun giyinmesi
****AKSESUAR:Oyuncuların tiyatro boyunca kullandıkları eşyalar
****Efekt:konuya uygun verilen ses
****Suflör:Sahne arkasından oyuncular rollerini unuttukları zaman rollerini fısıldayan kişi
****Kulis:Sahne arkasında oyuncuların hazırlandığı yer

sayfa 154
1)Halk edebiyatıdır
2)ilgisi vardır.bulunduğu toplumdan etkilenir
3)çok karışıktı yapamadım
ÖLÇME DEĞERLENDİRME
1)d d
2)kahraman
3)a
4)e

Sayfa 151-152 - 9. Sınıf Dil ve Anlatım Etkinlikleri

SAYFA 151
7ETKİNLİK:
anlatımı bozuk cümleler anlatım bozukluğunu nedeni cümlenim doğru biçimi sırasıyla yazıyorum
-hepsi ve daha fazlası az sonra: gereksiz sözcük kullanımı: hepsi ve fazlası az sonra
-fabrika ticari ve polis otosu üretimine eçen yıl ara verdi: tamlama yanlışlığı: fabrika ticari oto ve polis otosu üretimine geçen yıl ara verdi
-hangisinin başarılı hangisinin başarılı olmadığını öğreneceğiz: yardımcı fiil eksikliği: hangisinin başarılı olduğunu hangisinin başarılı olmadığını öğreneceğiz
-senin yüzünden sınıfı geçebildim: kelimelerin yanlış anlamda kullanılması: senin sayende sınıfı geçebildim
-aldığı kumaşın rengini beğenmediği için geri vermeyi düşünüyor: belirtili nesne eksikliği: aldığı kumaşın rengini beğenmediği için kumaşı geri vermeyi düşünüyor
-düşünceler zamanla değişirler: özne-yüklem uyumsuzluğu: düşünceler zamanla değişir
-kimse seni suçlamıyor aksine senin haklı olduğunu düşünüyor: özne eksikliği: kimse seni suçlemıyor aksine herkes senin haklı olduğunu düşünüyor
-bu güçlüklere nasıl göğüs gerdi nasıl başa çıktı? : zarf tümleci eksikliği: bu güçlüklere nasıl göğüs gerdi güçlüklerle nasıl başa çıktı?
-duvarları kirletmek yazı yazmak kesinlikle yasaktır: dolaylı tümleç eksikliği:
duvarları kirletmek duvarlara yazı yazmak kesinlikle yasaktır
-görüşlerime katılmadığınızı karşı çıkıp eleştirdiğinizi bilmiyor değilim: gereksiz sözcük kullanımı
-birçok kişiler böyle düşünüyor: özne-yüklem uyumsuzluğu: birçok kişi böyle düşünüyor
-güç ve müşkül zamanlarda üstüne düşeni yerine getirir: aynı anlamda kelimelerin kullanılması: güç zamanlarda üstüne düşeni yerine getirir

SAYFA 152:
anlatımı bozuk cümleler anlatım bozukluğunun nedeni cümlelerin doğru biçimi sırasıyla yazıyorum
-yemeğine biraz tuz biber ve limon sıktı: yüklem eksikliği: yemeğine bira tuz biber ekti ve limon sıktı
-bu tür duygular gözlerimi yaşartırlar: özne-yüklem uyumsuzluğu: bu tür duygular gözlerimi yaşartır
-hiçbir işlerde başarılı olamadı: özne-yüklem uyumsuzluğu: hiçbir işte başarılı olamadı
-hiç kimse bir yere kıpırdamasın yere yatsın: özne eksikliği: hiç kimse bir yere kıpırdamasın herkes yere yatsın
-küçük kızın saçları bir hayli büyümüş: yanlış anlamda kullanılan sözcük: küçük kızın saçları bir hayli uzamış
-kuşkusuz o da senden çok korkuyor olmalı: kelime fazlalığı: kuşkusuz o da senden çok korkuyor
-iki kardeşten en küçüğü arkadaşımdı: kelime fazlalığı: iki kardeşten küçüğü arkadaşımdı
-bu konuyu yeniden bir hafta içinde tekrar görüşürüz: eş anlamlı kelimelerden kaynaklanan anlatım bozukluğu: bu konuyu yeniden bir hafta içinde görüşürüz
-bu kouda gençleri azımsamak doğru değil: yanlış kelime kullanımı: bu konuda gençleri küçümsemek doğru değil
-kuyrukta bekleyen hastalar içinde ilk muayene odasına ben alındım: kelimelerin yanlış kullanımı: kuyrukta bekleyen hastalar içinde muayene odasına ilk ben alındım
-nüfus sayımı bu yıl yapıldı bir hayli artmış: eksik kelime: nüfus sayımı bu yıl yapıldı nüfus bir hayli artmış
-sz çalmasını babamdan öğrendim: tamlama yanlışlığı: saz çalmayı babamdan öğrendim

Sayfa 161- 171 -172- 173 -174-175 -180 - 9. Sınıf Dil ve anlatım

S161

1-C

2-C
3-C
4-C
5-B
6-D
7-C
8-A

S171
boşluk:boyut
1d
2y
3d
4d
5y
6d
3soru
etkiler okumada kolaylık bakımından sağlar

S172-173

1)güven duygusu olmadığını ortaya koyar
2)ana düşünce gerçek dostlukana düşünceyle bütünlük sağlıyo
3)mesaj gerçek dostlukla ilgili mesaj verilirken bunlara gerek yok
4)dil öğeleri birleşerek kelime kelime grupları cümlelerle ifade edilir
5)gerçek dostların birbirine güven duyması gerçek dostları olmayanların birbirine güven duymaması
6)kısa ve acık olması net daha etkiler okuyucuyu
7) parcanın ulaşmasını sağlar önemlidir
8)yardımcı düşünce düşünceyi çeşitli yönlerden destekliyor tamamlıyor
etkinllik2:
a)bazılarında ilk son cümlelerde bazılarında ise ortalarında bulunur
b)anadüşünmceler
Ainsanlar kendinden önceki yapıtlarada bakar
C:süs yapayım derken şiirde anlatılanı yok etmesi
c)anlatılanlardanyola çıkarak
d)ya parağrafın başında sonundaki cmlelerde verilir

S174

paragrafta yer alan yardımcı düşünceler:
1)duyguların hatıraların ve sevgileri çiçeklerle ifade etmek güzeldir
2)çiçekler temiz duyguları ifadeb eder
3)çiçeklere dünyamızın güzellikleriyle bakmalıyız
paragrafın ana düşüncesi:
1)çiçeklerin dilinden konuşmakrenkli ve güzel konuşmaktır
ana düşünce ile yardımcı düşünceler arasındaki ilişki bağlam eşitliğinde:
paragrafın her düşüncesi çiçek kelimesiyle biririne sağlanmış
çünkü konu çiçektiranadüşünce paragrafın ilk cümlesidir
yazar sonraki yardımcı düşüncelerle bu ilk cümledeki duyguları görüşü desteklemiştir

SAYFA 175 ÖLÇME VE DEGERLENDİRME:
1b
2e
3a
4c
5a
6c
7d
8c
9c
10d
11d


179nun 3sorusu;aksam polisler kaçanlar ve ara sokaklar4fııl cumlelerının 6olay paragrafı oldugu ıcın zaman sırasına gore kısı mekan ilişkisine gore sekıllenmıstır

180sayfadakı ılk soru;nasıl sorusuyla sorulur2tasfır paragrafı 3gorme 5bu bır tasfır paragrafıdıryer ve gorunus sıfatlarla belırtılmıstırsankı kelımelerle resım cızılmıstır181sayfadakı ılk soru;ınsanların haklarını aramak ıcın genellıkle mucadeleler sectıgı ancak konusulup anlasarak bır yol bulunabılınecegı anlatılıyor 2dusunceyı cesıtlı yonlerden acıklamak tanımlamak ıcın bellı bır duzen ıcınde verılmıstır 3oznellıktır cunku yazar kendı dusuncelerını verıyor 4bır durumun nedenlerın ınandırıcı bır nıtelıkte anlatıp ortaya koymak amacıyle yazılmıstır
182sayfadakı ılk soru kısının bulundugu ruh halıcozumlenmeye calısmıs yasadıgı bır olay karsısındakı halı verılmeye calısılmıstır 2ısyan pıskolojısı var 3nesnel olanları anlattıgı ıcın 4tahlıl oldugu ıcın konu olan kısının davranıslarından gorunusden konusmasından soz eden cumlelere yer verılmıstırkahramanın ruh halı cozumlenmeye calısılmıstır

Sayfa 96-98-100-102-103-104 - 11. Sınıf Edebiyat Kitabı

3, COŞKU VE HEYECANı DILE GETIREN METINLER (ŞiiR) VE MENSUR ŞiiR
Hazırlık

ı. Verilen dörtlük bir resimle ifade edilebilir. Verilen dörtlükte yapılan betim*lemeler, okuyucunun zihninde canlanan bir görüntüye sahiptir. Bu nedenle Servet*i Fünün Döneminde "resim gibi şiir yazma" anlayışı oldukça hakimdir.
2. Bir dönemde yazılan şiirlerin kendilerinden önceki dönemlere ait şiir şekille*rinden farklı olması, birtakım yeni. edebi türlerin şiire girdiğinin bir göstergesidir .


İnceleme
1.Şiirin ritmi aruz ölçüsüyle sağlanmıştır. Ayrıca şiirdeki ses benzerlikleriyle de ahenge yardımcı bir söyleyiş oluşturulmuştur.
2. Verilen bendin söyleyişine dikkat edilirse, şiirin başlığında olduğu gibi yağ*murun yağış sesi ve ritmi verilmeye çalışılmıştır.
3. Şiir başta ve sonda birer bent ve arada beyitlerin yer aldığı bir yapıya sahip*tir. Tevfik Fikret bu şiirinde klasik divan şiiri kalıplarını kırmış, söyleyiş ile tema arasında bir yapı meydana getirmiştir.

4. a Şiirdeki bentler ve beyitler şiirin birimleridir. Birimlerde günümüz Türkçesiyle kısmında da verildiği gibi yağmurun yağışı ve yağmur yaşarken şai*rin izlenimleri dile getirilmiştir .
. b. Birimlerde anlatılanlar şiirin temasını farklı yönlerden işleyerek bir bü*tün oluşturmaktadır.
5. a Şiirin başında ve sonunda bent,Lida Dai Dai Hua Jiao Nang bentler arasında ise beyitlerin kullanıl*ması, yağmurun yağışı da düşünülürse, önce hafiften başlayan (ı.bent), daha son*ra hızlanan (beyitler) ve yine bitmeden önce yavaşlayan (sonuncu bent) yağmur sahnesi canlandınlmaya çalışılmıştır.
b. Şiirin yapısıyla temasıarasındaki ilişkiyi resmediniz.
1.ETKiNLIK
ı. Grup: Ahmet Muhip Dıranas'ın Yağmur adlı şiirinin teması, Fikret'in şiirin*de olduğu gibi "yağmur"dur. Tema şairin duyuşuna göre anlatılmıştır.
2. Grup: Hay-Kay, Japon şiirine ait özel bir nazım şeklidir. İşlenen tema ise yi*ne yağmurdur.
Bu durum temanın evrensel bir özellik taşıdığını gösterir.
6. Şiirin temasıyla devrin siyasi ve sosyal gerçekliğiyle bir ili~kisi yoktur. Çün*kü Servet-i Fünun sanatçıları toplumsal konu ve sorunlardan uzak durmuş, birey*sel kanunlara yönelmişlerdir.
7. Tanzimat Dönemi sanatçılarında görülen toplumsal sorumluluk duygusu, Servet-i Fünun sanatçılarında yoktur. Bu nedenle işlenen temalar Tanzimat Döne*minde toplumsal, Servet-i Fünun Dönemlerinde bireyseldir.
2.ETKINLIK
Teması yağmur olan bir yazı yazınız.
8. Verilen beyitlerde doğal dil, şiİr dilinin birtakım benzetme, mecaz ve sanatla*rıyla kullanılmıştır. Bu durum beyitlerde şiir dilinin ağır bastığını göstermektedir. 9. Şiirdeki bentler ile iki, dört, altı, yedi ve sekizinci beyitlerde anjambman var*dır. Bu durum şiir dilinin nesir (düz yazı) diline yaklaştığını gösterir.
10. Yağmur şiirinde anlatılanlar, Servet-i Fünun sanatçılarının resim gibi şiir yazma anlayışlarına uygun olduğu için resimle ifade edilebilir. Şiir bu yönüyle parnasizm akımına uymaktadır. Şiirin her birimi birer sahne niteliği taşıdığı için şiirin tamamı parnasizm akımına örnektir.

PARNASİZM
Fransa'da şiir türünde ortaya çıkmış bir akımdır. Şiirdeki gerçekçilik diyebile*ceğimiz pamasizm, bir anlamda realizmle natüralizmin şiirdeki sentezinden oluş*muştur. 1886'da "Pamas" adlı derginin yayınlanmasıyla ortaya çıkmıştır (Pamas:
Mitolojide ilham perilerinin yaşadığına inanılan efsanevi dağın adı).
Pamasyenler şiiri salt biçim olarak görürler. Bu nedenle biçim güzelliğini her şeyin üstünde tutarlar. Yine aynı nedenlerle ölçü ve uyağa çok önem vermişler, ritmi ön plana çıkarmışlardır. Sözcüklerin birarada kullanılmasından doğacak mü*ziği de şiir için gerekli görmüşlerdir. Pamasizm, rom an tizm e tepki olarak doğdu*ğu için bu akımda duygunun yerini düşünceler almış, pamasyenler şiirde ayrıntılı ve nesnel betimlemelere yer vermişler, duygusallığı reddetmişlerdir.
Şiiri, ışık, gölge, renk ve çizgilerle sağlamayı düşünürler.
"Sanat, sanat içindir" görüşünde olan pamasyenler şiirde yarar değil, güzellik ararlar.
Tarihteki mutIu dönemlere duyulan özlem, yabancı ülkelerin manzara ve gele*nekleri işlenen konulardır.
Pamasyenler Eski Yunan ve Altın mitolojisine büyük hayranlık duyarlar. Do*layısıyla ele alınan bazı konular klasisizmle benzerlikler taşır.
Başhca temsilcileri:
Th. Gautier


T.D. Banville François Coppee J.Maria de Heredia
SEMBOLİZM (SiMGECİLİK)
19.yüzyılın ikinci yarısında pamasizme tepki olarak ortaya çıkmış bir akımdır.
Pamasyenler insan duygularına, izlenimlere önem vermiyorlardı. Onlar için önemli olan gerçekti, düşüncelerdi.Sembolistler bu anlayışa karşı çıkmış, duygu*sallığa, insanın iç dünyasına yönelmişlerdir. Onlara göre somut varlıklar, dış dün*ya ile insanın duyuları arasında köprü kurmaya yarayan birer simgedir. Çünkü dış gerçek ancak insanın algılayış biçimiyle var olur. Yani insan onu nasıl algılıyorsa öyle değerlendirilir. Sembolistier, semboller aracılığıyla dış çevrenin insan üze*rindeki etkilerini ve izlenimlerini anlatmışlardır.
Şiiri sessiz bir şarkı olarak tanımlamışlar ve müziği şiirin amacı durumuna ge*tirmişlerdir. Onlara göre şiir düşüncelere değil duygulara seslenmelidir; çünkü şi*ir bir şeyanlatmak için yazılmaz.
Şiirde anlam kapalı olmalıdır ve herkes kendince yorum getirebilmelidir. Söz-

cüğün anlam değerinden çok müzikal değeri önemlidir. Anlam kapanıklığı ve farklı çağrışımlar yaratabilme amacı, bol bol mecaz ve istiarelerin kullanılmasına yol açmış, dolayısıyla dil de ağırlaşmıştır.
Gerçeklerden kaçma, hayale sığınma, çirkinlikleri hayal yardımıyla güzelleş*tirme, bunlara bağlı olarak ortaya çıkan karamsarlık, sembolizmin en belirgin özelliklerindendir.
Durgun sular, ay ışığı, alacakaranlık, tan ağartısı, perdede gezinen gölgeler ve ölüm başlıca temalarıdır. Lirizm, bu anlayışın en önemli ögesi durumundadır.
Pamasyenlerin genellikle "sone" nazım biçimini kullanmalarına karşın, sem*bolist1er daha çok serbest nazım biçimlerine yönelmişlerdir.
Başhes temsilcileri.:
Baudelaire Rimbaud
Mallarme Verlaine Puşkin
1 ı. Yağmur şiirinde tabiat, yağmurun yağmaya başlaması, sokakların durumu, gökyüzününaldığı haJ ile hayvanların hali göz önüne serilerek anlatılmıştır.
12. Verilen mısradaki "yaslı şarkılar" (nevha-ger mağme-söz) ifadesi gerçek anlamı dışında kullanılmıştır. Çünkü "yaslı" sözcüğü insan için kullanılırken bu dizede şarkı için kullanılmıştır.
Şiirde ayrıca "çekingen darbeler, ağlaşan seller, can çekişen dalgalanmalar, so*ğuk gölge, sönen heyula, hayalet, solgun, tükenmiş kadın, hazin kuşlar, ruhumun kulağı, soğuk bir sessizlik, heves dolu damlalar" gibi birçok ifade gerçek anlamı dışında kullanılmıştır.
13. Verilen imgeler Tanzimat Döneminden farklı olarak Servet-i Fünun şairle*rinin yeni ve eski kalıplarından çok farklı imge ve tamlama bulma arzularının yan*sımasıdır.
14. a.
"muhteriz darbeler" ~ teşhis (kişiselleştirme)
"Sokaklarda seyl-abeler ağlaşır" ~ teşhis (kişiselleştirme)
"gfiş-ı ruhum" ~ teşhis
"sükun u tanin" ~ tezat
b. Söz sanatları Yağmur şiirinin ahengini ve söyleyişini yansıtmakta birer araç olarak kullanılmıştır.

15. Yağmur şiirindeki beyitler ile bentler divan şiiri ve Tanzimat şiiri gelene*ğiyle ilişkilidir. Şiirde hem eski hem de yeni unsurlar bir arada kullanılmıştır. Şi*irdeki tema, şairin duyuş ve gözlemlerini yansıtacak şekilde işlenmiştir.
16. Yağmur şiiri bireysel duyguların dile getirildiği bir şiir olması dolayısıyla döneminin sosyal şartlarından uzak bir şiirdir. Kültürel anlamda ise ancak Servet*i Fünunun şiir anlayışıyla ilişkilendirilebilir.
17. Yağmur şiirinde anlatılanların herkeste aynı duygu ve ruh halini yansıtma*nı beklenemez. Şiirde anlatılanlar Fikret'in ruh halini yansıtmaktadır. Bu durum, edebi eserlerin çok anlamlılığıyla ilgilidir.
18. Yağmur şiirindeki, yağmura atfedilen ifadeler ve yağmurun şairin zihninde yarattıkları hayal unsurları, "yağmur"un kendisi ise bir gerçeklik unsuru olarak yorumlanabilir.
19. Şiirde anlatılan olaylar, yaşananlar, şairin yani anlatıcının gözlem, duygu ve ruh halini yanısıttığı için ona özeldir. Bu da olaylar ile anlatıcı arasında sıkı bir ili*şiki olduğunun göstergesidir.
3.ETKINLIK
Şiirin günümüz Türkçesi bölümünde verilen hali bir düz yazı metni gibi düşü*nülürse, şiirdeki anlamın değil, ahengin, duygu halinin ve şiirin okuyucu üzerin*deki etkisinin kaybolduğu görülmektedir.
20. Tevfik Fikret
(24 Aralık 1867, İstanbul - 19 Ağustos 1915), 1888'de Galatasaray Lisesi'ni bi*tirdi ve yine Galatasaray Lisesi'nde öğretmenlik yapmıştır. Devlet dairelerinde memuriyet, okullarda öğretmenlik yaptı. Okul yıllarında başladığı şiirle ilgilen*meyi sürdürdü.
Servet-i Fünun dergisinin çevresinde şekillenen topluluğa katıldı. İlk kitabı Ru*bab-ı Şikeste (Kırık Saz) 1900'de yayımlandı. Tevfik Fikret'in Türk şiirinin Batılı bir kimlik kazanmasında rolü büyüktür. Fikret Abdülhak Hamit'in ve Galatasaray Sultanisi'nden hocası olan Recaizade Mahmut Ekrem'in tesiriyle Batılı anlayışta*ki şiire yönelmiştir. Fikret'in Servet-i Fünun anlayışına bağlı şiirlerinde işlediği konular özellikle aşk, tabiat ve günlük yaşamda karşılaşılan bazı küçük sorunlar*dır. Fikret, Servet-i Fünun topluluğunun dağılmasından sonra yazdığı şiirlerde toplumsal konulara yönelir.Bu şiirlerinin ana teması "hürriyet" ve "medeniyet"tir. İlk şiirlerinde sanat için sanat düşüncesinde olan şair, daha sonraki şiirlerinde top*lumcu bir anlayışa yönelir. Toplumu sıkan hürriyetsizliğe karşı yazdığı "Sis" şii*ri, büyük yankı uyandırır. Fikret,sanatının bu ikinci döneminde insanları birbirine

düşürdükleri için bütün dinlere düşmandır. Tarihe ve kutsal değerlere de karşıdır. Fikret şiirlerinde çoğu zaman aruz ölçüsünü kullanmıştır. Şiirde beyit bütünlüğü*nü kırmış,anlamın bir beyitte tamamlanması geleneğini ortadan kaldırmıştır.Naz*mı nesreeşiiri düz yazıya)yaklaştırmıştır. Fransız şiirinden alınan soneyi şiirlerin*de kullanmış, divan şiirinin müstezat nazım şeklini tanınmaz hale getirerek "ser*best müstezat"biçimini geliştirmiştir. Fikret, pamasizm akımından etkilenmiştir ve pamasyenlere bağlıdır.Fikret'in "manzum hikaye" türünde şiirleri vardır;Balık*çılar,Nesrin,Ramazan Sadakası,Hasta Çocuk"gibi. Fikret çocuklar için yazdığı şi*irleri hece ölçüsünü kullanarak yazmıştır ve bu şiirlerini "Şermin "adlı bir kitapta toplamıştır.Şiir1erini "Rübab-ı Şikeste" ve "Haluk'un Defteri" adlı kitaplarda top*lamıştır.
Tahsin Nahit
Tahsin Nahit (d. 1887, İstanbul - ö. 12 Mayıs 1919, İstanbul), Galatasaray Spor Kulübü'nün 9 numaralı kurucu üyesidir. Hukuk eğitimi almıştır, şair ve oyun ya*zarıdır. Fecr-i Ati akımının bir üyesidir.
Eserleri Oyun:
Hicranlar (1908)
Jön Türk (1909) Kösem Sultan (1912) Fİrar (1911)
Şiir:
Ruh-ı Bfkayd (1911)
Şiirdeki karamsar ruh halinin Tevfik Fikret'i yansıttığı rahatlıkla söylenebilir.
Bunun yanında Servet-i Foouncuların genel özelliği olan tablo gibi şiir yazma an*layışıyla, parnasizm aklIDlDlD özellikleri şair ile eseri arasındaki bağlantılardır.

zrmbilisim katkıları ile 2009 seo yarışmasına katılan herkese başarılar.
2.METIN
5.ETKINLIK
... uçuş> . -uş: tam kafiye
.... kuş
... kar > -ar: tam kafiye
... arar
... şeydası ~ -sı: redif

Şiirin ritmi, aruz ölçüsüyle sağlanmıştır. Ayrıca şiirdeki her türlü ses benzerli*ği şiirin ahengini sağlayan unsurlardandır.
2. Grup: Elhan-ı Şita adlı şiir üç bent, iki dörtlük ve altı beyitten oluşan hem divan hem de Batı şiiri ile halk şiiri etkilerini taşıyan bir yapıya sahiptir.
ı. Verilen bentte kar yağışının ritmi sağlanmaya çalışılmıştır. Karın yağış ritmi tüm şiirde verilmiş, tıpkı Yağmur şiirinde olduğu gibi, resim gibi şiir yazma anla*yışına uyulmuştur.
2. Elhan-ı Şita şiirinin birimleri üç bent, iki dörtlük ve altı beyitten ibarettir. Bu birimler şiirin teması olan "kar"etrafında bir araya gelerek şiiri oluşturmuşlardır. 6.ETKINLIK'
ı. Grup: Behçet Necatigil'in Kar Kar adlı şiirinde kar ve kar- kinayeli kullanıl*mıştır. Şair, şiirde bu iki sözcüğü tüm şiir boyunca gelişen bir tema içinde işlemiş*tir.
2. Grup: Herman Hesse'nin şiirinde kış teması işlenmiş ve bu tema şiirde sü*rekli gelişen, üstünde bir şeyler söylenen bir şekilde verilmiştir.
Farklı dönemlere ve ülkelere ait şiirlerde de aynı temanın işlenmesi, temanın evrensel bir nitelik taşıdığını göstermektedir.

3. Elhan-ı Şita şiirindeki kar temasıyla, Yağmur şiirindeki yağmur teması Ser*vet-i Fünun Döneminde doğanın ve izlenimlerinin tema olarak seçildiğini gös*termektedir.
Ayrıca Tanzimat Dönemi şiirlerinden farklı olarak bireysel temalaı:ın, duyuş ve algılayışın ön planda olduğu görülmektedir.
4. Verilen bentte doğal dil, şairin algılayışla şiir, diline özgü söyleyişlerle, ken*di anlamları dışına taşarak kullanılmıştır.
5. Elhfin-ı Şitfi şiirinde anjamaman özelliği taşıyan mısralar şunlardır: - Eşini gaib eyleyen bir kuş
gibi kar
Geçen eyyam-ı nevbaharı arar
- Kapladı bir derin sükuta yeri karlar Ki hamilşane dem-b e-dem ağlar
- Bir beyaz rişe-i cenah-ı melek gibi kar Seni solgun hadikalarda arar
- Na'şın üstünde şimdi ey mürde Başladı parça parça pervaze karlar
Ki semadan düşer düşer ağlar
- Küçücük, ser-sefid baykuşlar gibi kar Sizi dallarda, lanelerde arar
- Yuvalarda -yetim-i bi-efgan!*Son kalan ma-i tüyleri kovalar karlar Ki havada uçar uçar ağlar
- Destinde ey sema-yı şita til de tildedir Berg-i semen, cenah-ı kebilter, sehab-ter ... Dök ey sema -revan-ı tabiat gunildedir;*Hak-i siyahın üstüne safi şükilfeler!

- Her şahsar şimdi -ne yaprak, ne bir çiçek!*Bir tüde-i zılal ü siyah-reng ü na-ümid ... Ey dest-i asman-ı şita, durma, durma çek Her şahsarın üstüne bir sütre-i sefid!
- Bir bad-ı hamüşun per-i safında uyuklar Tarzında durur bir aralık, sonra uçarlar.
- Soldan sağa, sağdan sola lerzan ü girizan, Gah uçmada tüyler gibi, gah olmada rizan.
- Ezhar-ı baharın yerine berf-i sefidi, Elhan-ı tuyGrun yerine samt-ı ümidi.
Bu durum şili dilinin nesir diline yaklaştığını göstermektedir.
6. Elhan-ı Şita şiirindeki tabiatla ilgili ifadeler, betimlerneler (tasvirler) yapıla*rak verilmiştir. Bu özellik resim sanatıyla ilişkilendirilebilir. Bu bakımdan şiir par*nasizm akımının özelliklerini yansıtmaktadır.
7. Elhan-ı Şim şürindeki yan anlamlı kelime ve ifadeler:
"Beyaz titreyiş, dumanlı uçuş kalplerin çılgın ezgileri, güvercinlerin şarkıları, derin sessizlik, beyaz melek kanadının saçağı, mavi tüyler, tabiatın ruhu, gölgeler siyahlıklar ve ümitsizlikler yığını, beyaz örtü, emelller gibi yağan kar, hayal gibi koşan kar, sessiz rüzgar, saf kanat, sükut ilahilerinin ezgileri, semanın eli, cömert*liğin eli, kışın eli, kuşların ezgileri, ümit sessizliği."
8. Verilen imgeler Tanzimat Döneminden farklı olarak Servet-i Fünun şairleri*nin eski kalıplardan çok farklı, yeni imge ve tamlama bulma arzularının yansıma*sıdır. Bu imgelerin kullanılma nedeni bireysel duyuş ve düşünüşü en yeni ve fark*lı biçimde yansıtma arzusudur.
9. a. Birinci beyitte karlar emellere ve hayallere benzetilerek teşbih; karın koşması ifadesiyle de teşhis sanatı yapılmıştır.
İkinci beyitte karın uyuklaması ifadesiyle teşhis, rüzgarın kanadı ifadesiy*le istiare sanatı yapılmıştır.
b. Söz sanatları şiirin ahengini sağlamakla birlikte aynı zamanda anlatıl*mak istenenin de daha etkili anlatılmasını sağlamaktadır.
10. Elhan-ı Şita şiirinde anlatılanların herkeste aynı duyguları uyandırması beklenemez. Bu durum edebi metinlerin çok anlamlılığıyla ilgilidir. Edebi metin okurun duygu, zevk, kültür düzeyi, bilgi birikimine göre anlam kazanan bir sanat eseridir.

1 ı. Elhan-ı Şita şiiri döneminin siyasi gerçekliği ile ilişkili değildir, bireysel bir duygunun dile getirilişidir.
12. Elhan-ı Şita şiirindekiler düz yazı ile ifade edilemez. Şiirin düz yazı ile ifa*de edilmesi onun ahenk ve ritim unsurlarının kaybolmasına neden olacağı için şi*irde anlatılanların da tam olarak ifade edilememesine sebep olur.
13. Bkz. Hac Yolunda
Elhan-ı Şita şiiri Türk edebiyatının ahengi, ritmi ve söyleyişi ile nadir eserle*rinden biridir.
Anlama Yorumlama
ı. Servet-i Fünun şiirinde yapı bakımından eski kalıplar yıkılmış, söylenmek is*tenene göre yeni ve eski unsurların bir arada kullanıldığı bir yapı oluşturulmuştur. Tanzimat Döneminde ise yapı bakımından eski nazım şekilleri sürdürülmüştür.
Tanzimat Döneminde toplumsal ve siyasi konular işlenirken Servet-i Fünun Döneminde bireysel konular işlenmiştir.
Tanzimat Döneminde eskiye göre sade bir dil kullanılırken Servet-i Fünun Dö*neminde sanat için sanat anlayışı benimsendiği için ağır bir dil kullanılmıştır.
2. a Tevfik Fikret'in şiirindeki, İstanbul'a bir facialar şehri gibi bakış tarzı, Yahya Kemal'in aynı manzara karşısındaki şiirinde yoktur. Bu, şairlerin ruh hal*lerini gösteren en önemli unsurdur. Hastalıklı bir ruh halinin yansıması olan Sis şi*iri döneminin sosyal ve siyasi şartlarının da bir sonucudur. Yahya Kemal'de ise sosyal ve siyasi şartların olumsuz bir etkisinin olmaması, aynı zamanda ruh hali*nin olgunluğu Siste Söyleniş gibi bir şiiri ortaya çıkarmıştır.
b. Yukarıda da belirtildiği gibi imparatorluğun sosyal ve siyasi durumu, Servet-i Fünun sanatçılarının da psikolojik durumlarını etkilemiş, karamsar ve bedbin bir ruh halinin oluşmasına sebep olmuştur.
3. Servet-i Fünun Döneminin modem Türk şiirinin başlangıcı sayılması, Tan*zimat Dönemindeki yenilik denemelerinin artık olgun ve Batı'yla eşdeğer bir hal almasından dolayıdır.
7.ETKINLIK'
Servet-i Fünun şürinin getirdiği yenilikler ve edebiyatımızdaki yeri konulu bir yazı yanız.

**çme ve Değerlendirme
1. (D) (Y) (Y)
2. .. terza-rima, sone ...
... sembolizm ve pamasizm ... ... bireysel...
3 birinci metin cenap şahabettin
ikinci metin tevfik fikret
4Doğru cevap D seçeneğidir.
5Nazmın nesre yaklaşması, sanat için sanat anlayışının benimsenmesi, yeni kavram ve imgelerin kullanılması, bireysel duyguların öne çıkması, ağır bir dilin kullanılması Servet-i Fünun şiirinin Tanzimat şiirinden ayrılan yönleridir.

ads2